Açma Tarifi
Açma deyince aklıma hep sevgili babaanneciğim gelir. Şimdilerde artık dermanı kalmadı ama gençliğinde dünyanın en pofuduk poğaça ve açmalarını yapardı. Çok marifetli bir annem vardır. Yaptığı her şeyi güzel yapar. Ama o bile babaannemin poğaçaları söz konusu olunca hiç rekabete girme gereği duymaz yenilgiyi kabul ederdi.
Şimdilerde okullarda beslenme işleri nasıl yapılıyor bilmiyorum. Ama bizim küçüklüğümüzde ya haftanın belirli günleri için bir menü belirlenir ve herkes aynı yemeği getirirdi (pazartesi peynir, salı zeytin, çarşamba haşlanmış yumurta gibi) ya da her gün bir öğrencinin velisi mama dediğimiz 2 çeşit hamur işi yapar getirirdi. Genellikle de her velinin belli bir menüsü olur ve onu yapardı. Mesela Funda'nın babası kantin işlettiği için tost getirirdi annesi, ki en sevdiklerimizden biri de buydu. Ama bütün sınıfın dört gözle beklediği gün Yaşar'ın annesinin muzlu yaş pasta getirdiği gündü.
Benim günümde de babaannem poğaça ve kek yapardı. Ama ne poğaça... Şimdi anlatmaya kalksam uygun kelimeleri bulmam mümkün değil. Pamuk gibi yumuşacık, lezzetli mi lezzetli, yemeye doyamazsınız öyle güzel. Şimdi soruyorum tarifini benim yaptığımla aynı. Ama maalesef bu yemek ve hamur işi olayı kimya labaratuvarlarında olduğu gibi aynı formülü uygulayınca aynı sonucu veren bir iş değil. 10 kişi aynı tarifi uygulasa 10 farklı sonuç çıkar. Yemek yapmayı tarifleri uygulamaktan ibaret olarak düşünmeyin lütfen. Tarifler yemeğe etkisi tahmin ettiğinizden çok daha azdır.
Önemli olan ve yaptığınız yemek veya hamur işini etkileyen şey tariflerde görmeye alıştığınız ve belki de artık görmezden geldiğiniz kulak memesi kıvamı, oda sıcaklığı, el yakmayacak sıcaklık, vs. gibi kavramlardır. Bunların ne anlama geldiğini bilmeden, kısacası malzemelerle bütünleşmeden istediğiniz tarifi uygulayın o iş olmaz, bir noktada muhakkak çuvallarsınız. Nasıl ki anatomi kitabı okunarak doktor olunmuyorsa tarif okuyarak da mutfakta usta olunmaz. Malzemelerinizi iyi tanıyın, neyin ne işe yaradığını öğrenin. Artık internet çağında yaşıyoruz, ki bu yazıyı okuyorsanız zaten internet erişiminiz var demektir. Google'dan araştırıp da bulamayacağınız şey yok artık. Biraz meraklı olun, sorun, araştırın, gerekirse not edin tekrar tekrar okuyun. Öğrendiklerinizi kalkın uygulayın, ufak deneyler yapın mutfakta. Gerekirse her şeyi berbat edin, çöpe atın. Her şey yolunda gidiyorsa eğer bu iyi bir şey değildir, sadece hiçbir şey öğrenemediğinizin göstergesidir sadece. Başarısız olun ki dersler çıkarın, doğrusunu kendi kendinize bulun.
Afiyetle kalın...
Porsiyon : 20-25 adet
Malzemeler
- 2 yumurta (birinin sarısı üzeri için),
- 1 su bardağı ılık süt,
- 1 su bardağı ılık su,
- 125 g eritilmiş tereyağ,
- 1/2 su bardağı sıvı yağ,
- 2 yemek kaşığı şeker,
- 1 tatlı kaşığı tuz,
- 1 tatlı kaşığı mahlep (opsiyonel),
- 1 küçük paket instant maya,
- 6-7 su bardağı un,
- Susam, Çörek otu.
Hazırlanışı
- Derin bir kapta 1 yumurta, 1 yumurta akı, süt, su, tereyağ, sıvı yağ, maya, şeker ve tuzu elinizle karıştırın,
- Elenmiş unu yavaş yavaş ekleyerek yoğurun,
- Elinize yapışmayacak bir hamur elde edene kadar un ekleyip yoğurun,
- Üzerini streç filmle kapatıp 1 saat kadar dinlendirin,
- Yoğurup yumurta büyüklüğünde yumrular alın ve elinizle çubuk şekli verin,
- Çubuk şekline gelen hamuru düğüm yapıp düğümün bir ucunu altına kıvırın,
- Yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizip yarım saat daha dinlendirin,
- Ayırdığınız yumurta sarısının içine 1 yemek kaşığı süt koyup çırpın,
- Açmaların üzerine sürüp susam ve çörek otu serpin,
- Önceden ısıtılmış 190 derecelik fırında üzerleri kızarana kadar pişirin.
Afiyet olsun...
28 Mayıs 2016 13:43
12 Ocak 2016 14:50
05 Ocak 2016 16:16
05 Ocak 2016 15:42
05 Ocak 2016 15:41